Hannover Messe 2025 Endüstri Fuarı - Gözlemlerim
Hannover Endüstri Fuarı, her yıl Almanya'nın Hannover şehrinde düzenlenen ve dünyanın en büyük endüstri fuarlarından biri olarak kabul edilen önemli bir etkinliktir. Endüstriyel ürünlerin gelişimi ve yenilikler konusunda lider firmaların, araştırma kurumlarının ve profesyonellerin bir araya geldiği bu fuar, sektördeki en son teknolojileri, trendleri ve yenilikçi çözümleri sergileyen bir platform olarak küresel çapta öneme sahiptir. 1947 yılından bu yana düzenlenen Hannover Messe, dünya çapında sanayi sektörü için büyük bir ticaret ve iş ağı oluşturma fırsatı sunmaktadır.
Türk firmaları yıllardır, bu fuara etkin katılım sağlamaktadır. Türkiye’nin, İTO öncülüğünde Milli Fuar Katılım Organizasyonu ile Türk firmalarına verdiği destek aynı zamanda ülkemizin bu fuara verdiği önemi de göstermektedir.
yıl benim katılımcı olarak yer aldığım dördüncü Hannover Messe oldu. İlk kez 2018 yılında yer aldığım bu fuarın, aynı diğer fuarlar gibi git gide zayıfladığını da söylemeden edemeyeceğim ki 10 yıllık kısa bir fuar geçmişim olmasına rağmen bu durumu gözlemledim. Benden daha tecrübeli profesyonelleri dinlediğimde onların da aynı gözlemi yaptıklarını ve ilk dönemlerine göre fuarların performansının kıyaslanamayacak düzeyde zayıfladığını belirtiyorlar. Hannover Messe direnen Avrupa fuarlarından belki de en etkilisi ancak Paris, Frankfurt, Birmingham, İstanbul, Munich, Londra, Milano, Bilbao, vs. hepsinin eskiye göre verimi düşük. Artık yeni iş ağlarının kurulduğu buluşmalardan ziyade toplu müşteri ziyareti organizasyonlarına evrilmiş durumdalar ki bu durum, bizim gibi üreticilerin müşteri portföyünü genişletmeye yönelik yeni yollar aramasını kaçınılmaz hale getiriyor.
2025 Hannover Endüstri Fuarı değerlendirmesi yapacak olursam, öncekilerden farklı olarak Avrupa’nın siyasi ve ekonomik yönelimi özelinde yazıma devam etmek istiyorum. Çünkü ileriki dönemde çok farklı bir Avrupa ticari hayatı göreceğiz gibi gözüküyor ki yeni dönemde erken pozisyon almak, Türkiye olarak bizim için hayati önem taşıyor. Bu bağlamda, değişimin yansımaları hemen açılışta kendini gösterdi. Hannover Endüstri Fuarı’nın açılış seremonisi ve burada Şansölyenin ve Siemens gibi Alman devlerinin CEO’larının konuşmaları gerçekten dikkat çekiciydi.
Amerika ve Avrupa’nın siyasi hedefler anlamında yol ayrımı sinyali verdiği gözlemleniyordu ancak ekonomik olarak bu kadar hızlı hareket edeceklerini düşünmemiştim ki bürokrasinin hantallaştırdığı Avrupa ülkelerini dikkate aldığımızda bu durum daha da şaşırtıcı hale geliyor.
Her yıl fuar başlamadan seçtikleri yıldız ülkenin, bu sene Kanada olması da tesadüf değildi. Amerika, Kanada’yı ticari olarak sıkıştırırken, Avrupa Kanada ile ilişkilerini geliştirmek için el uzatıyordu. Hızlı hareketten kastım buydu, Hannover fuarına bile bu durum yansımış, Siemens gibi bir dev vasıtası ile Alman mühendisliği sizin yanınızda mesajı veriliyordu. Zor oyunu bozar derler, Avrupa Doğu’daki ucuz işçilikten beslediği refahının, kendilerini çöküşe sürüklediğinin farkına vardı. Tabi hataların farkına varıldığında, iş işten geçmiş olabiliyor çünkü ülkelerde insanlar gibi gençliklerini kaybettiklerinde, hatalarını fark etseler bile üretkenlikleri hiçbir zaman gençlik yıllarındaki gibi olmuyor.
Fuarda aslında geçen yıllarda olduğu gibi otomasyon üzerinde çok duruldu ki Avrupa’nın üretimini canlı tutmasının yegâne yolunun bu olduğu bilinen bir gerçek. Aynı bizim, uzak doğulu rakiplerimiz ile rekabet etmemizin tek yolunun da otomasyon olması gibi.
Otomasyon ile paralel ilerleyen yapay-zekâ da Avrupa’nın gündeminde. ABD ve Çin gibi devlerden geri kaldıklarını itiraf ediyorlar ve yapay zekâ teknolojilerinde rakipleri ile olan farkın kapatılması, acil önlem almaları gereken konular listesinde. Avrupa Birliği, 2020'de "Yapay Zekâ için Avrupa Stratejisi” başlıklı bir plan açıkladı ve 2021'de yapay zekâya dair düzenlemeler önerdi. Bu stratejiler, Avrupa'nın yapay zekâ alanında rekabetçi olmasını amaçlıyordu ama 2025 yılında hala daha geride olduklarının beyanı, bu stratejilerin sonuçsuz kaldığını gösteriyor. Sonuç olarak, Avrupa, yapay zekâ alanında atılım yapabilecek teknoloji geçmişi ve güçlü bir mühendislik temeline sahip olsa da yatırımlar, girişimcilik ekosistemi ve hızlı ticarileşme açısından ABD ve Çin ile yarışması pek muhtemel gözükmüyor.
İkinci olarak, uzun yıllardır Avrupa’nın gündeminde olan yenilenebilir enerji teknolojileri de yine fuarda üzerinde durulan ve tanıtılan teknolojilerin başında geliyordu. Bu teknolojilerin geliştirilmesinde ve iş ortaklıklarının kurulmasındaki, Avrupa’nın iştahının temelinde de aslında siyaset yatıyor. İklim değişikliği, karbon ayak izi vs. önem verilen ancak kısmen paravan olarak kullanılan söylemler. Almanya için temel amaç, Merkel’in gidişi ve Ukrayna Savaşı sonrası Avrupa’nın enerji bağımlılığının azaltılması. Ayrıca özellikle Almanya’da nükleer enerjiye dönüş sinyalleri veriliyor.
Bana göre bizim sanayicimiz için en önemli başlığa gelecek olursak, Avrupa’nın Çin’e bakış açısı ABD’den farklı. ABD kadar sert önlemler alabileceklerini zannetmiyorum. Bu durumda biz üreticiler için Avrupa tarafında beklenen kaldıraç etkisi yaşanmayacağa benziyor. Ülkemizdeki işçilik maliyetlerinin de etkisiyle, dünya konjonktürünün sağlayabileceği avantajı, Avrupa tarafında pas geçeceğiz gibi gözüküyor. Bu durumda benim de bu zamana kadar karşısında olduğum, ülkemizde yapılan Çin yatırımlarının ülkemize pozitif/negatif etkisi üzerinde tekrar düşünmemiz gerekiyor.
Özetleyecek olursak, tarih boyunca dünyanın sürekli olarak bir devinim içerisinde olduğu ve bu devinimin itici gücünün de daima ekonomi olduğunu biliyoruz. Bugün de bu devinimin hızlandığı belki de zirve yaptığı dönemlerden birini yaşıyoruz. Bizim de hem firma sahipleri hem de ülke olarak kendi faydamızı maksimize edecek pozisyonu almamız gerektiğini düşünüyorum. Bu durumda Hannover Messe 2025’i zayıflamış bir sanayici network noktası olarak değerlendirmenin yanında, strateji belirlemek açısından çeşitli sinyallerin yakalanabileceği bir organizasyon olarak gördüğümü söylemek istiyorum.
Bu yazıda aslında görmek istedikten sonra, bir fuar organizasyonunda bile bazı gerçeklerin farkına varılabildiğini göstermek istedim. Sanayicilik üzerine kariyer inşa etmeyi planlayan biri olarak, benden daha tecrübeli iş insanlarının yazıları ve konuşmalarından çok faydalandım, umarım benim de faydalı olduğum kişiler olmuştur. Her geçen gün, önceki halinden daha iyi olmak için çaba gösteren tüm insanların, başarılarının daimî olması dileğiyle.